Sözlerde gizlenmiş sihirler
Yaşadığımız dünya, artık mevcut teknolojik imkanlar sebebiyle hızla değiştirilmekte. Bu değişim gerçekleştirilirken sadece belirli alanlarda ve belirli insanlarla sınırlı kalmamakta.
Yaşam değerleri, kültürel, sosyal, ekonomik, dini değerler, fikir ve düşünceler ve diğer alanlardaki ...
Müdahalelerle sürekli değiştirilen arzular, sürekli üretilen ihtiyaçlar(!) ve küresel emperyalist , Siyonist zalimlere ve emellere dolgu malzemesi olarak kullanılan insanlık !
Zalimlere diklenecek her türlü düşünceler ve bunlara tabi olanlar ince ayar müdahalelerle kanalize edilmektedirler. Üzellikle kendi zülüm dünyalarına karşı çıkabilecek yegane düşünce ve inanç sahibi Müslümanlardır.
şeytani vesveseler ve fikri virüsler, Müslüman (!) kimlikli misyon sahipleri aracılığı ile, Müslümanların imanlarına bulaştırılıyor. Taşıyıcıların Allah adına yola çıkmış olduklarını (!) ilan etmiş olmaları işin en korkunç boyutudur.
Yapılan müdahalelerle ayarları bozulmuş kalabalıklar, düşmanlarını dost, dostlarını da düşman olarak algılamaya başlamışlardır.Tıpkı F16 uçaklarındaki düşman tanımlama programlarında olduğu gibi, Müslümanlar (!) da , düşmanın formatı ile beyinlerini formatladıkları için, düşman algılama programları değişmiş, Allah ve Resul düşmanları, İslam ve Müslüman düşmanları, dostlar defterine, dostlarda düşman defterinde yerlerini almış durumda.
Bunları nereden mi? Üıkartıyoruz...Üok basit
Rabbimizin Efendimiz aracılığı ile Müslümanların beyinlerine atılan düşmanlık formatlarına uygun sözler, birtakım insanları son derece rahatsız etmekte, yüzlerinin rengi değişmekte, kalp atışları hızlanmakta ! Hayret doğrusu .
Rabbimiz KurÂan-ı Kerimde müminlere düşman diye tanıttığı, Yahudi ve Hıristiyan ve onlar gibi sapıtmış düşünce sahipleriyle alakalı ayetlerin, birilerinin canını sıktığının ve incittiğinin itiraflarına şahit oluyoruz.
İnce ayar şeytani vesveselerle kimyaları değiştirilmiş kalabalıkların , bu kadar dengesiz hareket etmesi , tavır ortaya koyması, çokta şaşılacak bir durum değildir.
Rabbin kelamına değil de, Vatikanın vesveselerine kulak kabartanların , bu yönelişi;
Avrupalı , Amerikalı, İsrailli ve iş birlikçi düşüncelere yan bakılması, aykırı söz söylenmesi onlar için kabul edilmesi mümkün olmayan bir anormallik oluşturmaktadır.
Tıpkı Kabe'deki putların ve onların hizmetçilerine (kullarına), karşı Efendimiz ve arkadaşlarının sözünün Ebu Cehil ve avanesi tarafından anormal kabul edilmesi gibi.
Ayarlar kaçarsa duracağınız yer belli olmaz. Hele dur bakalım neler olacak. Bizce Kabe merkezli bir formatla, bozulmuş kimyalar, değiştirilmiş fikirler, bozulmuş dostluk ve düşmanlıklar yeniden şekillenmelidir. Bu formatlamayı yapamayanların, Ebrehenin ordusunda kullanılan fillerden çok farkları kalmayacaktır. Hayret ettiğimiz bir durumda OfÂun içinde de sayıları küçümsenmeyecek aşıkların (!) var olmasıdır. Merak ettiğim konu bu aşıkların nasıl yetiştirildiği ve kimler adına bir gayret içinde olduklarıdır! Avrupa, Amerika, İsrail ve iş birlikçileri adına, bu delicesine aşık olmak nasıl olabiliyor. İnsanın kalp atışlarını hızlandıracak , yüksek tansiyonlu sesiz tahribat oluşturacak bu ateş, nasıl tutuşturulabiliyor.
Hayretimizi gizleyemediğimiz başka bir durumda: kitabın yanlışlığını onaylamakla birlikte tepkimizin sırasının olmadığını ifade eden şuurlu Müslüman olduğuna inanmak istediğimiz insanların var olduğudur. şimdi değil de ne zaman tepki göstereceğiz!
Bu aşk ateşinin etkisiyle şuurlar gitmiş, artık sarhoşluk başlamıştır. Artık bizler dedelerimiz adına özür diliyoruz haçlılardan. Ecdadımızın AllahÂın dinini tüm arza yaymak, kötülerin ve kötülüklerin kalkması için yaptıkları cihat ibadetinden dolayı özür diliyoruz! Artık bunları sözlüklerimizden çıkartıp attık işte...Ne olacak!
Cihat ; nefsinle hesaplaşmaktır(!) Sağa sola bakmaya gerek yok diyip etliye sütlüye karışmaya ne gerek var. Rabbim bizleri uyandırsın . Gafletten ve ihanetten bizleri korusun.
Bunları Allah (c.c) söylüyor başlıklı yazımızda Rabbimizin ayetlerini aktarmak suretiyle rahatsızlık verdiklerimizden özür dileriz! Hatırlatmamamız gerekirmiş! Bize mi kalmıştı, boyumuzu aşan işlere girişmek!
Biz iman ettik. Bunlar Rabbimizin sözleri . Ayetler kitapta duruyordu ne gereği vardı hatırlatmanın!. Oku geç! Niye hatırlatmışız ki! gavur aşıklarına . Üzür dileriz! Bir daha olmaz. Stres yapmayın. Rahat olun (!)
Üzellikle belirtmek isterim ki, amacım hiç kimseyi hedef
almadan sadece yanlışlar karşısında İbrahim(as) gibi, yanlış kimden gelirse gelsin tarafsız
kalmadan haktan yana taraf olmaktır.
atalarımızın çok güzel sözlerinden biride "gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar" sözüdür.malesef haram ile beslenen mideler helal düşünemez, ölümü ahireti hesabı unutarak dünyaya meyletmiş yahudileşen beyinler ise hakkı hakikatı yaratılış gayesini ve kulluk sorumluluğunu hatırlayamaz olmuş.yahudileşen zihilerin yahudinin zulmüne zalimliklerine dur demesi tepki göstermesi imkansızdır.imanımıza musalat olmuş bunca batıl virüs varken allah yolunda cihad etmek allahın dostlarını dost düşmanlarını düşman bilmek çok zordur.basireti körelmiş feraseti kararmış dirayeti kaybolmuş bir insanın güç kuvvet ve kudret sahibi alahtan değilde sahte tanrıların sahte güçlerinden korkması gayet tabidir.rabbim ayaklarımızı sabit kıl senin sevgini seni sevenlerin sevgisini ve sevdiklerinin sevgisini ver bize.senden hakkıyla korkup senin dışındaki hiçbirşeyden korkmayan ürkmeyen kınayanın kınamasına aldırmayan bir kalp ver bize.. hasan hocamdan allah razı olsun.şuurlu bir müslüman ile şuursuz müslüman arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koyuyor.rabbim şuurlu bir imana sahip olmayı nasip eylesin