Başbakan hafta sonu bölgemizdeydi. Ünce Trabzon, ertesi gün Rize derken dönüş yolunda Ofumuza da uğramayı ihmal etmedi sağolsun. Oflulara izafe edilen “siz direk Allah’a bağlısınız, duanız kabuldür” esprisini yapmayı da ihmal etmedi. Ofluların ne kadar dobra ve kendilerine özgü özelliklerinin öne çıkarılmasından hoşlandıklarını başbakan gayet yakından bilir. Zira Milli Görüş döneminde de, gömleğini değiştirip başka gömlek giydiği bu dönemde de çokça Ofluyla teşrik-i mesai yapmıştır.
Türk-Arap İşbirliği Forumundan bir bölüm. Küçük ama çok büyük anlamı ve irdelenmesi gereken bir bölüm. Başbakan aynen şöyle diyor: “Irak savaşında katledilenlerin ve dul bırakılan kadınların sorumlusu kim? Hesabını kim soracak!” Gelişi öncesi günlerce belediye anonsları ile seçim arabalarında Yeni Dünyanın Lideri, mazlumların yanındaki kişi” olarak sunulan Erdoğan, Irak savaşı başladığından beri unuttuğu Iraklı Müslümanları biranda hatırlayıverdi! 2.Irak savaşı daha doğrusu Irak’ın Haçlı işgalcileri tarafından işgal edilişinin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen başbakan’ın bu çıkışı yapması bizi çok şaşırttı doğrusu. şaşırttığı kadar bazı soruları da aklımıza getirdi.
*Sayın başbakan Irak Savaşı başladıktan sonra kendi bakanınız Vecdi Gönül’ün TBMM’den verdiği bilgiye göre İncirlik üssünden ABD uçakları ile Irak ve Afganistan’a 103.500 sorti yaptırılmış! Siz bundan habersiz misiniz?
*ABD ordu kaynaklarına göre, Irak Savaşının devamını sağlayan lojistik köprüsünün yüzde 70’i yine İncirlik üssünden sağlanıyor. Yani sizin “olurunuzla” Irak’ta katledilen 1,5 milyon müslümanın katloluşu için bir nevi katkı sağlanıyor. Dahası savaş bu şekilde sürdürülüyor. Bunları bilmiyor musunuz?
*“Tüm gücünüzle geçirmeye çalıştığınız” (ifade dönemin dışişleri bakanı şimdinin cumhurbaşkanı sayın Gül’e ait) 1 Mart Tezkeresi 70 bin Amerikan askerinin Türkiye üzerinde Irak’ı işgalini öngörüyordu. Siz de bu konuda tezkerenin geçmesi için grup kararı almıştınız. Hatta o dönem bunun karşılığında IMF’den gelecek 2-3 milyar doların hesabını yapıyordunuz. İki bakanınızı da bu pazarlık için Bush’a göndermiştiniz. Bunları unuttunuz mu?
Bir başbakan kendi toprakları üzerinden NATO koalisyonu uçaklarına “istediğiniz ülkeyi bombalayabilirsiniz” yetkisini verip, ondan sonra NATO’yu sorgulayabilir mi? Adama demezler mi "sen bu işin dışında mısın mübarek? Senin yönettiğin ülkenin topraklarından senin onayınla o uçaklar havalanıp sözünü ettiğin dul kadınların üzerine bomba yağıyor!"
Günlerdir afişlerde, reklamlarda “mazlumların yanında” diye nitelendiriyorsunuz. Mazlumların üzerine bomba yağdıran İsrail F-16’larının Türkiye ile ortak eğitime tabi tutulduğunu daha birkaç güne kadar saklı tuttuğunuzu da nutuk attığınız o meydanlarda söyleyin eğer nefesiniz yetiyorsa.
Siz kralda değilsiniz, padişah da…
Siz seçilmiş birisiniz. Milletin önüne geldiğinizde yaptıklarınızı teker teker anlatmanız gerektiğini gayet iyi bilirsiniz!
Size tavsiyem Ofluları başkalarıyla karıştırmayın. Oflular yaptıklarınızı da, söylediklerinizi de biliyor! Zamanı geldiğinde size cevabını da verecektir…
Hamit kardesim seni gorunce cok sevindim. Yazinin icerigi onemli degil cogunda abartili ve haddini asmis sorular var ama yazmak guzel. Okumak ta guzel. Yazarak okuyarak birbirimizi dinleyerek anlayarak bize yuklenen mefkureyi yuceltmenin carelerini aramamiz lazim. Avrupa'nin ve Amerika'nin toplum olarak duvara tosladigi bu gunlerde, dunyada engellenemz bir sekilde, yukselen deger, parlayan yildiz olarak beliren, Turk milletinin ferdleri olarak, uzerimize dusen sorumlulugu hissederek geregini yapmanin yollarini aramamiz gerekiyor. Parlayan milletin icinde parlayan ve etrafina isik sacan, zayifa karsi hosgorulu ve merhametli, zalime karsi hiddetli ve kararli durus sergileyecek yeni neslin ilk tomurcuklarini atrafimda goruyorum. Ama ne olur daha cok okuyalim, konumumuzu unutmadan ve siyasetten uzak samimi ve cok icten olalim. Siyasi kimligi renklesmis bir millet, bir cemaat dunyayi kucaklayamaz. Bize dunyayi kucaklama gorevi verilmisken kucuk hesaplarda bogulup kuculmememiz gerekir. Yureklerini okyanuslara acmaya hazirlanan bir milletin ferdi olarak, kucuk goletlere takilip kalmamali. Daha yukarilara bakmali, ufuklara kilitlenmeli ve aslinda yuzyillardir bizi bekleyen dunya milletlerine, goklerden bizden beklenenin dogrultusunda bismillah diyerek icinde iman, merhamet, hosgoru, uhuvvet, ihlas, gayret, himmet ve hizmet olan yeni bir hayata yelken acmaliyiz.