banner102

1973’de dünyada yaşanan petrol krizi ve onu takip eden küresel durgunluk, bir kez daha Yalta Konferansı’yla kararı alınan ‘Yeni Dünya Düzeni’ planını gündeme getirdi. Buradan hareketle 1975’de ‘gelişmiş ülkeler’ olarak Fransa, Al-manya, İtalya, Japonya, İngiltere ve Amerika, G–6’yı kurdular. Bir yıl sonra da Kanada guruba dâhil oldu ve isim G–7 olarak değiştirildi.

Böylelikle büyük bir güç haline gelen G–7’ler, başta petrol olmak üzere dünya ekonomisinin önemli kaynaklarına yön vermeye başladılar. İlk önce petrol zengini ülkeler arasında kargaşalıklar çıkardılar. 1980’de İran ve Irak arasında savaş zemini oluşturdular ve iki ülkeyi sekiz yıl boyunca birbiriyle savaştırdılar. Bu savaş, iki ülkeye 150 Milyar dolar ve bir milyon da insanın hayatına mal olmuştu…

Ancak soğuk savaş, G–7’lerin önünde bir engel olarak duruyordu. Nihayet Rusya ile yapılan gizli anlaşmalar, 1991’de Varşova Paktı’nın yıkılmasını getirdi… Neticede Rusya, 2002’de G–7’ler oluşumuna katıldı. Böylelikle Yeni Dünya Düzeni despotizmcileri sekiz ülkeye çıktı ve G-8’ler olarak anılmaya başladı.

Arkasından 1990’lı yıllarda İslam ülkelerine yönelik başlatılan savaşlar, 2000’li yıllar itibariyle hız kazandı. Körfez Savaşı, Bosna Hersek, Azerbaycan ve Çeçenistan soykırım ve katliamları, Irak ve Afganistan işgali; Şimdi de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da vuku bulan hadiseler aldı başını gidiyor. Hepsi de Müslüman ülkelerde cereyan ediyor. Hep de kuvveti üstün tutanlar tarafından yapılıyor ve hep de Müslümanlar zarar görüyor.

Yaşanan bu zulüm düzeni artık insanlığı usandırmış durumdadır… Artık temeldeki bu yanlışların yapılmayacağı; yeryüzünde huzur, barış ve saadetin tesisi için yeni bir yola girilmesi ve de doğrulara dönülmesi zorunluluğu apaçık ortadadır. Yeniden insanlığın insan içine çıkabilmesi için ‘Yeni bir Dünya’ kurulması elzemdir ve bunu gerçekleştirmek Milli Görüşçüler üzerine bir vazife olsa gerektir.

İşte bu minval üzere 1996’da ülkemizde Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığında 54. Türkiye Cumhuriyet Hükümeti’nin kurulması bir fırsat olmuştu… Rahmetli Erbakan Hocamız, Yeni bir Dünya’nın temeli olan müthiş bir projeyi hayata geçirerek insanlığın saadete erişeceği günlere zemin hazırlayacaktı. Bu proje, Siyonist ve Emperyalist düşünceye sahip Yeni Dünya Düzencileri’nin kalbine adeta bir hançer gibi saplanacaktı. Onların bu saatten sonra iflah olmaları imkânsızdır. Bu, er veya geç ama yüzde yüz onların sonunun başlangıcıdır.

D–8’lerin amacı, bütün insanlığın saadetini temin etmektir. Bunun için öncelikle üye ülkeler, kendi aralarında üretim ve ticareti geliştirerek hızla ve top yekûn kalkınacak ve dışa bağımlılıktan kurtulacaklar. Arkasından başta diğer İslam ülkeleri olmak üzere ezilmekte olan bütün halklar, bu halkaya dâhil olacak ve onlar da refaha kavuşacaklar.

D–8, G–8’e karşı kutuplaşma amacı taşıyan bir kuruluş değildir. D–8, gelişmesini ve oluşumunu tamamladıktan sonra G–8 hala zulme devam ediyorsa bu zulmü engellemek, gerekirse daha başlamadan kökünden kurutmak için kurulmuştur. D–8, Dünya’da köklü barışın temini için nihai olarak G–8’le II. Yalta konferansını yapmak üzere masaya oturmak ve bundan sonra D–8 ilkelerinin kabul edilmesi yönünde kararlar almak mücadelesini vermektedir…

İşte yüz akımız dediğimiz, bırakın bütün insanlığın yüz akı olacak ikinci imza, II. Yalta konferansı deklarasyonuna atılacak imzadır ki bu elbette gerçekleşecektir. Şimdi bizim bütün gayretimiz, kafamızdaki bütün planlar bunun üzerine olacaktır. Bu aynı zamanda Rahmetli Hocamızın bize talimatıdır. Merhum Hocamız, mitinglerde bizlere şöyle sesleniyordu: “Ey Milli Görüşçüler! Ey Milli Görüşçüler! Bundan sonraki hedefiniz, İkinci Yalta konferansıdır.”

Peki, biz bunu nasıl başaracağız?

Onun zamanı Müslümanların duyarlılığına, istekliliklerine ve çalışmalarına bağlıdır. Evet, belki zor gibi görünse de Hocamızın ifadesiyle; ‘İman varsa, her şey vardır.’ Yüce Allah da: ‘Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.’ (Al-i İmran/139) diye buyuruyor.

Biz biliyoruz ki gerçek kuvvet ve kudret sahibi yüce Allah’tır. O’nun Geçmişte ebabil ve sivrisinek orduları zamanın süper güçlerini helâk ettiği gibi bugün de tusunamileri, kasırgaları… vardır. Yüce Allah, İbrahim suresinde onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsa bile o tuzakları boşa çıkaracağını bildiriyor.

Bize düşen, gerek Millet olarak ve gerekse Ümmet olarak Milli Görüş çatısı altında toplanıp, hep birlikte gereği gibi çalışmak ve üzerimize düşeni yapmaktır. O zaman bütün insanlığın kurtuluşu adına zafer gelecektir. Buna yürekten inanıyorum!

Elbette ki; ‘Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.’                        
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner90