Allah Zülcelal ve Tagaddes Hazretlerine sonsuz şükürler ederek her zaman yaptığım ve Hakkı Yeryüzüne hakim kılanlar arasından ayrılmadığım müddetçe yapacağım uyarılarıma başlamak istiyorum.
Ey Müslümanlar! Ne olur birazcık o tatlı uykumuzdan uyanalım!
-Yeryüzünde öncelikli olarak Müslümanlara yapılan zulümler hız kesmeden devam ederken,
-Müslüman toprakları adım adım işgal edilirken,
-Müslümanların dinleri gün be gün ellerinden alınırken,
-şuurlu Müslümanlar hızla azalırken,
-Dünyaperestlik her geçen gün hanesine yüzlerce Müslüman eklerken,
-Müslümanlık adı altında Ilımlı Müslüman hortlatılırken,
-Resülullah (Sallahu Aleyhi Vesellem) Efendimizin sünnetleri nefse göre uyarlanırken,
-Makam ve mevkii uğruna ideallerinden dönenler çoğalırken,
-Siyaseti şer gösterip Müslümanları siyasetten uzaklaştırmaya çalışırlarken,
-Allah Zülcelal inninde tek din İslam iken, Batıl dinleri de Müslümanlara hoş gösterirlerken,
-İslam'a açık açık düşmanlık edenler Müslümanlar tarafından dost kabul edilirken,
Ben hÜ¢lÜ¢ uyuyacakmıyım?
Maalesef uyutulmak için elimizden geleni yapıyoruz. Üstelik bunu yaparken uyku ilacını da bizzat cebimizden çıkan para ile satın alıyoruz!
Uyanmamız için YARATANIMIZ biz kullarına sürekli uyanma fırsatı veriyor. Fakat biz, uyanmamak için ısrar ediyoruz. Üyle ki, uyarıcıların her dönemde olduğu gibi bu dönemde de bulunduğunu biliyoruz. Hele ki teknolojinin doruk yaptığı bir zamanda, ben şu konuda bilmiyordum deme hakkı ne kadar olabilir ki?
Ülkemizde ki Ulusal Gazetelerden Siyonizm'e uşaklık yapan gazete oranı maalesef %99,9 dur. Bunun da ispatını kendimce her isteyene yapabilirim.
Buna istinaden geçtiğimiz günlerde ARAKAN Müslümanlarına yapılan zulmü ve Bütün dünyadaki zulmü lanetlemek için Saadet Partisi, İstanbul Kadıköy meydanında "Zalimlere Lanet Mitingi" gerçekleştirdi. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere Ulusal Gazetelerin manşetlerini her gün inceleyerek bilgisayarıma indiriyorum. Bu incelemem sonucu her zaman olduğu gibi yine gazetelerin kime uşaklık yaptıklarını açık beyan görmüş oldum.
Miting yapılmadan önceki günlerde Milli Gazetenin haricinde ki gazetelerin manşetlerinden bir duyuru ilanı yapılmadı. Yalnız Yeni Akit Gazetesi küçük bir duyuru gazetesinde yayınlamıştı.
Mitinge kendi imkanları ile Ülkemizin neredeyse bütün illerinden otobüsler kaldırıldı. Bu otobüsleri dolduranların birçoğu, işini bıraktı, eşini, çocuklarını bıraktı, köyünde ki hasatını bıraktı, hasta yakınını bıraktı. Birçoğu maddi fedakarlık yaparak, ben gidemiyorum bari bir insan göndereyim, diyerek parasıyla katkıda bulundu. Bu ve benzeri fedakÜ¢rlıklar ile ülkenin dört bir yanından otobüsler İstanbul Kadıköy meydanına gitti.
Bu bir parti mitingi değildi, Herhangi bir sanatçının konseri de değildi. Zaten bunlardan bir tanesi olsa idi eminim daha fazla kişi giderdi ve daha fazla medyada yer alırdı!!
Ramazan ayı olmasına, kızgın sıcağın tepeden beyinlere vurmasına rağmen, onbinlerce insan orada Zalimlere karşı tek yumruk olup Mazlumların yanında olduklarını haykırdılar. Kızgın sıcaktan bayılanlar oldu, Miting için belirlenen alan insanlara yetmedi. Israrla emniyet yetkililerinden alanın genişletilmesi istendi. Saatlerce kızgın sıcağın altıdan süren Zalimlere karşı Eylem mitingi, yapılan dua ile son buldu.
Medya miting meydanında yerini almıştı. Fakat bu mitingi haber yapmak için değil! Belki bu Milli Görüşçüler bir yanlış yaparlar da bizde bunu haber yaparız diye orada yerlerini almışlardı!! diye düşünüyorum. Gerçi düşüncem kanıtlı idi çünkü bunu her zaman yapıyorlardı zaten.
Onlar işini yapadursun, sözüm ona muhafazakar gözüken gazetelere ne oluyordu da, bu haberi gazete manşetlerinde layıkıyla haber yapmıyorlardı. Layıkıyla diyorum çünkü, ulusal gazetelerin içerisinde gazetenin birinci sayfasında gösteren Milli Gazetenin haricinde sadece iki gazete vardı. Bu gazetelerde Yeni şafak(küçük bir haber) ve Akit (Sürmanşette) haberi ilan etmişti.
Bu iki gazeteye de şu soruyu sormadan geçemiyorum! Sayın Yeni şafak ve Akit gazetesi yetkilileri, Bu Arakan için toplanan onbinler, Bir Partinin İstanbul İl Kongresi için toplanan on binlerden daha mı önemsiz?
Bu sorularımın sadece bir tanesi ve en hafifidir. Yeri geldiğinde siz ve sizin gibi muhafazakar gözüken diğer gazetelere çok sorum olacak. Bu sorularımı da uyuyan zavallı Müslümanların uyanması için soracağım, Size ders vermek için değil.
Zalimin yanında yer almak sadece onu desteklemekle olmuyor. Zalime karşı dik duran ve haykıranların sesini ilan etmemekle de Zalimin yanında olunuyor. Bunu anlayabilen Müslüman, hangi gazeteye para verip vermeyeceğini de anlar herhalde.
Yeryüzünde Müslümanlara yapılan işkencelere karşı timsah gözyaşları döken değil, gerçekten üzülen ve bu uğurda elinden geleni yapanlara selam olsun.
Fahri ağabey güzel bir yazı yazmış. Bugün artık Müslümanların acı çekmesi,namusu,canı hiç önemli değil. Ama lafa gelince hepimiz Rasulullah(s.a.v)' in ümmetiyiz.