banner102
Günümüzde İslam kardeşliğini adeta baltalayıcı tutum içerisinde olan Müslümanlar vardır. Özellikle mezhep ayrılıklarından dolayı Müslümanlar birbirlerini neredeyse küfürle itham eder konuma gelmişlerdir. Belki bu düşüncelerin geri planında art niyetliler vardır ama Müslüman’ın uyanık olması gerekir.

Tabii ki küfür ehli içerisinde masum insanlar olabileceği gibi iman ehli arasında da günahkârlar olacaktır. (Masum da olsa küfür ehlinin gideceği yer Cehennem, günahkâr da olsa iman ehlinin ebedi yurdu Cennettir.) Onların sayısı veya oranı çok da bir anlam ifade etmez. Önemli olan Müslüman’ın bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak hal ve hareketlerde bulunmasıdır.

Bugün semavi diye yutturulmaya çalışılan ama aslında beşeri olan kimi dinlerin ileri gelenleri, çeşitli emeller doğrultusunda ‘Dinler arası diyalog’ veya ‘Medeniyetler ittifakı’ gibi saçma sapan projelerle birtakım menfaatler elde etmeye çalışıyorken; Müslümanlar, hiç yoktan mezhep çatışması gibi ucube bir takım düşüncelere kapılıp, anlayış farklılığından dolayı birbirlerine lüzumsuz ithamlarda bulunuyorlar.

Müslüman’ın ‘İslam’ın temel ölçülerini’ göz ardı edip de bir takım ayrıntılarla diğer Müslümanları kardeşlik çerçevesinden çıkarmaya hakkı yoktur. Kaldı ki Müslüman’ın en önemli görevlerinden biri ayrım yapmadan insanlara hakkı tebliğ etmektir. Buna rağmen bırakın küfür ehlini, neredeyse iman ehlini bile küfürle itham eder duruma düşenler var. Bunun boyutu öyle noktalara ulaşıyor ki itham eden farkında olmadan kendisini bile tehlikeye atmış oluyor.

Peki, temel ölçü nedir? … Temel ölçü elbette ki Kur’an’ı Kerim’de bildirilendir. Buyuruyor ki Rabbimiz: ‘Müminler ancak kardeştirler…’ (Hucurat/10). Peki ya Müminler kimlerdir? … Yüce Allah, Kur’an’ı Kerim’in hemen başında Fatiha’nın ilk ayetlerinde öncelikle müminlerin ağzından kendi Zatını tanımlıyor. Hemen arkasından Bakara Suresi’nin ikinci ayetinde Kur’an’ı Kerim’in tanımını bildiriyor ve sonraki üç ayette de müminlerin özelliklerini beyan ediyor.

Buyuruyor ki; “Onlar ki gabya iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar. Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesin iman ederler. Bunlar, işte Rablerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.”

Şimdi, falan mezhep şöyle, filan mezhep böyle demeden genel manada Müslümanların durumunu bir analiz edelim. Bir defa “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun resulüdür.” diyen herkes mümindir. Bu ne demek? … Yani bütün müminler, Yüce Allah’ı tek İlah, Peygamber Efendimizi de peygamberi olarak kabul ediyor demektir. O halde kimse kimseyi küfürle itham edemez.

Kaldı ki bütün müminler, aynı kitaba iman ediyor ve aynı kıbleye yöneliyorlar. Hepsi öldükten sonra dirilmeye ve hepsi hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor. Yani hepsi aynı kaynaktan besleniyorlar. O halde problem ne? …

Biz müminler olarak, Kâbe’de dirsek dirseğe tavaf yapmıyor muyuz? Hep bir ağızdan; “Buyur Allah’ım buyur işte kapına geldim, buradayım. Senin eşin ve benzerin yoktur. Bütün hamdler, şükürler yalnızca sanadır ve mülk senindir.” demiyor muyuz? Merve ve Safa arasında vakarlı bir şekilde düşman çatlatırcasına hep birlikte dimdik yürümüyor muyuz? Ravza-ı Mutahhara’da omuz omuza saf tutmuyor muyuz? … Peki, o zaman sorun ne?

Demek ki temel standartlarda bir farklılık yor. Farklılık nerde? … Farklılık, algılamada ve ya yorumlamada… Yani kimi müminler, bir takım ayrıntılarda farklı algılayış, farklı yorumlayış ve de buna bağlı olarak farklı davranış sergiliyorlar. Yani denilen o ki bir takım yanlışlıklar içerisinde bulunan mümimler vardır. El-Hak doğrudur. Doğrudur da; hemen küfürle itham etmek mi gerekir?

Hayır! Hayır! Hayır! Küfür ehlinin özelliklerini Yüce Rabbimiz bildirmiştir. Nedir onlar? … Yine Bakara Suresi’nin müminleri tanımlayan ayetlerden hemen sonraki iki ayet; “Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir perde vardır. Ve büyük azap onlaradır.” Şimdi, bir takım hataları var diye müminlerin hangisini bunlara benzetebiliriz? …

Kur’an’ı Kerim’de Münafıklar ehlinin özellikleri de bildirilmiştir. Onlarla ilgili ayetler de yine Bakara Suresi’nin kâfirlerle ilgili olan ayetlerinden hemen sonra geliyor. Onların en büyük özelliklerinin müminlerle beraber olduklarında; “Biz de sizdeniz.” Ancak şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise; “Biz onlarla ancak alay edenleriz.” demeleridir. Müminlerin içerisinde o sınıf insanlardan mutlaka bulunur. Ama bu, genel manada müminleri itham etmeyi hak kılmaz.

Hem Peygamber Efendimiz, ümmetinin 73 fırkaya ayrılacağını ve bunlardan sadece bir tanesinin Cennete gireceğini buyuruyor. Demek diğer 72’sinin bir takım hatalar içerisinde bulunacağını beyan ediyor. Ama buna rağmen top yekûn ümmetim diye ifade ediyor. O halde dünyada yaşayan bütün insanların kurtuluşu için mücadele etmeyi vazife bilen Müslüman, ateşte de olsa neden ümmetin diğerlerini dışlaya dursun. Onların da doğruyu bulmaları için mücadele etmesi gerekmez mi?

İşte Müslüman bütün bunlarla uğraşırken, dünyada kendi hain emelleri doğrultusunda zulüm düzeni kurmak isteyenlere engel olması gerektiğini unutuyor. Hâlbuki ümmet birlik ve beraberlik içinde olmaya mecburdur. Birlik olup, bir yandan kendi içindeki ihtilafları gidermek, diğer yandan bütün insanlar için adil bir sistem kurma mücadelesini vermelidir. Allah’u âlem buna mecburuz.

Ey İslam ümmetinin âlimleri, sâlimleri, mürşidleri, diyanet reisleri, müftüleri, imamları! Hala ne duruyorsunuz? Niçin bir adım atmıyorsunuz? Niçin ümmetin birlik beraberliği için mücadele vermiyorsunuz? Niçin…? Bu vebalin hesabı nasıl verilir? …

Ey bu İslam devletlerinin liderleri; kralları, şahları, cumhur reisleri, başbakanları, bakanları! Ne âlemdesiniz? Nedir bu İslam coğrafyasının hali? Niçin küfür milletinin zalimleriyle işbirliği yapıp, mümin kardeşlerinize zulme rıza gösteriyorsunuz? Niçin?! …

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
baştürk 2013-09-12 09:12:25

güzel ve yerinde bir yazı.demek 72 fırka batıl noktasında bır arada olacaklar bazı konularda.mesela şimdi surıyeye vurmak caızdır dıyen 72 fırka vardır tamınım.

banner90