Evet, yükün ağırdır! Çünkü sen yüreği dağlar kadar büyük, sevdası volkan gibi coşkun, azmi kayalar kadar sağlam bir mücahitsin. Sen, ulvi bir davanın müdavimi; gayesi büyük, ideali net, hedefine kilitlenmiş, gözünü kırpmadan, kararlı adımlarla yürüyen bir nefersin.
Sen, Sıddık-i bir sadakat, Faruk-i bir adalet, Zinnureyn-i bir edep ve Haydar-ı Kerrâr bir duruşa sahip Hamza yürekli bir gençsin. Sen Alparslanca bir idealin, Selahattince cesaretin, Fatihce bir azmin sahibisin. Çünkü sen Müslüman bir gençsin. İşte bunun için yükün ağırdır.
Tabii, istersen kabul etmeyebilir, sırtlanmayabilir, girmeyebilirsin bu yükün altına. İstersen “Bana ne, kim çekerse çeksin, ben çekmem bu yükü. Ben hamal mıyım? (afedersin) âlemin enayisi ben miyim?” de diyebilirsin.
Elbette ki dersin, o senin paşa keyfin... Peki, bu çare midir? Mazlumun, masumun, gözünün yaşı dinmiş olur mu böyle demekle? Ya da bu benim işim değil demekle gerçekten de o iş senin olmaktan çıkar mı?.. Hayır! Hem vallahi hem billahi çıkmaz...
Yazının devamı için tıklayın..
Of'un Nabzı | Of'un Büyük Haber Portalı