OF’UN NABZI’na Mısır’da yaşananlar konusunda önemli açıklamalar yapan M. Celal Vahapoğlu, İslam Birliği’nin artık olmazsa olmaz şartlardan biri haline geldiğini belirtti. Vahapoğlu şöyle konuştu:

TEK ÇÖZÜM İSLAM BİRLİĞİ

“Yaklaşık bir buçuk aydır Mısır’da vahşet, gözyaşı, katliam görüntüleri izliyoruz. Tabiri caizse korku filmlerini aratmayacak olaylar yaşanıyor. Bütün İslam Dünyası kan ağlıyor. İslam ülkelerinde yaşayan halklar, çaresizce bu olayları izlemekle yetiniyor. Maalesef nerdeyse tüm İslam ülkelerinin başındaki yöneticiler, bir şekilde susturuluyor. Siyonizm bir yandan Filistin’i mahvederken öte yandan Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirip terör estiriyor, diğer İslam ülkelerini de korkutarak tehdit ediyor. Burada acilen muhterem Erbakan Hocamızın 1997 yılında kurduğu İslam Birliği’nin temeli olan D-8 uluslar arası örgütünün harekete geçirilmesi gerekmektedir. İslam Dünyasının büyük ülkeleri bir araya gelmeli, bu bir araya geliş güçlü bir mesaj içermelidir. Gerekirse İslam NATO’su sayılabilecek askeri bir örgüt de kurulmalıdır. Bu konuda en önemli ve kilit ülke tabiki Türkiye’dir. Türkiye üzerindeki sorumluluğu layıkıyla taşırsa Mısır’da yaşanan acılar gibi, İslam Dünyasının diğer ülkelerinde yaşanan acılar da son bulacaktır. “

Başbakan Erdoğan’ın sadece söylemde kalan tepkilerinin de yetersiz olduğunu belirten Vahapoğlu, işin icraate dökülmesi gerektiğini belirtti:

MISIR’IN YANINDAYIZ DEMEKLE İŞ BİTMEZ!

“Şimdi Saadet Partililer olarak sayın Başbakan’a seslenmek istiyoruz. Zalimin karşısında olmak güzel ama bunu lafta bırakmamak gerekir. Gerçekten Mısır konusunda söylediklerinizde samimi iseniz, geliniz D-8’i harekete geçiriniz. Geliniz İslam ülkeleri arasında birliği güçlendirecek adımlar atınız. Yoksa sadece mitinglerde, açılışlarda ‘biz Mısır’ın yanındayız demekle iş bitmiyor. Üzerinizdeki vebal de ortadan kalkmış olmuyor. D-8’i yani İslam Birliğini kuran ülkenin başında olmak, bütün İslam dünyasını bir araya toplamak sorumluluğunu da bir araya getirir. O nedenle bu görevden kaçınmamalı ve derhal yerine getirmelisiniz. Zira bu görevden kaçınmak İslam dünyasında yaşanan acıları da daha da katlayacaktır. Sayın başbakan artık söylemden eyleme geçmelidir. Zira söylemde kalan tepkiler doğru olsa da yeterli değildir.”